Sinan Canan’dan Altın Sözler
Bazı programlar vardır. Sizi zenginleştirir, iyi hissettirir, sorgulamaya sevk eder.
Haber Global Kanalı’nda yayımlanan Başka Şeyler Programı’nda Sinir Bilim Uzmanı Prof. Sinan Canan’ın söylediklerinin mealini bozmamaya özen göstererek hazırladığım özetini aşağıda sizlerle paylaşıyorum.
Umarım ben de yarattığı olumlu etkiyi sizler de hissedersiniz.
İnsan bu dünyaya iyi hissetmek için değil; iyice hissetmek için gelmiştir. Bu da geçer sözü bütün kültürlerde vardır. Bu da geçer ne kadar acı ne kadar sevinç olursa olsun hepsinin geçeceğini söyler.
Geçici bir hayatın kalıcı bir hasar vermesi mümkün değildir. Ölüm bilinci, geçici olma bilinci insana bir şey vermeli. Yoksa bir cümledir o, hiçbir anlama gelmez. Ama ölümlü olma bu da geçer hikayesi ile birleşirse o zaman ne olur? Derdinizin de, sevincinizin de ölçüsü değişir.
Bu hayatı gelişerek yaşamanın yolunu bulmamız lazım. Bir kriz durumuna karşı zihni çeşitlendirmek, hayatı biraz dolu yaşamak; estetiğe, sanata, latifeye hayatta yer vermek; insanlığın gereğidir. İnsanı insan yapan insan olarak doğmak değildir. İnsanı insan yapan ince bir kültüre sahip olmaktır.
Hayatınıza bir hayvanın yapamayacağı herhangi bir şey katın. Bakın bakalım başka bir derdiniz kalıyor mu? İnsani olan ali olandır. Herkesin tercih etmediği ama tercih edenin uçup gittiği şeylerdir bunlar. Sanat, edebiyat, derin düşünce, sezgi, dostluk, yardımlaşma yani insanlığın dertlerini görerek ona yönelik bir üretim yapma diğer bir deyişle dünyayı değiştirmeye ama daha iyiye yönelik değiştirmeye kalkmak. Hayatına sadece insanın yapabileceği şeyi katan kişi, kendini hayvani beyninin boyunduruğundan kurtarmış olur. Böyle bir kişi, kazanmayı değil, önce vermeyi düşünür. Eğer verilecek bir değer üretirsen o sana karşılık olarak geri gelir.
Beynimiz göreceli çalıştığı için bir referans unsuru olmazsa kendimizi tanıyamayız. Hayatımızı da diğer hayatlar cinsinden tanımlıyoruz. Çok seçenek olduğunda birçok hayat sizin hayatınızdan iyidir. Buna seçenek yanılsaması diyoruz. Böyle olunca kendi hayatınıza konsantre olma şansınız çok düşük. Seçenek yanılsamasına kapılmamanın yolu kendinizi tanımaktan geçmekte.
Kendinizi ne kadar iyi tanıyorsanız; ben bu dünyada ne yapmaya çalışıyorum, o bilinçdışı büyük derya bana ne diyor, beni ne taraflara doğru ittiriyor? Benim en derin arzum, en derin hedefim ne? Sorularına dair çalışmalarınız varsa şöyle bir aydınlanma geçirebiliyorsunuz, diyelim ki yıllarınızı bir şeye yatırdınız ve bir anda benim için doğru olan bu değil diyorsunuz. Bir insan kendi içine dalıp o en derin arzusunu fark edip; o gözlükle hayatına bakmaya başladığında bir anda işi, eşi, arkadaşı ile ilgili olarak içinde bulunduğu ortamda hangisinin kendisi ile ne derecede uyumlu olduğunu bambaşka bir gözle görmeye başlıyor.
Kendine dair bir farkındalığın peşinden giden insanın mutsuz olma şansı yoktur. Ve mutluluk kendinden razı olma halidir; ben bu terkip, bu ekipman, bu bileşim, bu tecrübeyle burada olduğum için bu güzel hayatı yaşıyorum; acısıyla, tatlısıyla; zorluğuyla, kolaylığıyla; yokluğuyla, varlığıyla; iyi ki varım, iyi ki buradayım diyebilmek. Böyle bir insan yoklukta da, varlıkta da mutlu olmayı bilir; bu nasıl sağlanır? İyi ki varım diyebilmek için ne lazım? Bu aracın özelliklerini bilmemiz yani kendimizi tanımamız gerekir. Ne olur kendimizi tanıyalım. Kendimizi tanıyınca herkesi de tanıyacağız zaten.
Farklı, bilinmedik bir şey, bir durum ortaya çıktığında insanın kendini koruyabilmesi için hayvani zihni korku duygusu vererek alarma geçmesini söyler. Korkuya rağmen bir şeylerin üzerine gitmek için ise örnek aldığınız kişinin o durumda ne yaptığını düşünmek zaman içinde sizin de örnek aldığınız kişinin davranışı yönünde hareket etmenizi, korkularınızın üzerine gitmenizi sağlar.
Tabiat bana mürşittir. Ne demek istiyorum? Hayatta bir şeyi çözeceğim zaman, tabiata bakarım. Tabiatta buna benzer şeyler nasıl çözülüyor? Mesela hayatımda zorluk var. Dönüp evrimsel tarihe bakıyorum. 3,5 milyar yıldır canlılık devam ediyor. Canlılık müşkülleri nasıl çözmüş? Yapabildiği kadar farklı çeşit üretmiş. Çeşitlerden bir kısmı gitmiş, bir kısmı hayatı devam ettirmiş. Demek ki diyorum ben de tek tip davranışla yaşarsam önüme bir kaya çıktığında yolum kesilir. Ama otuz tane yolum olursa yani hayatımda çeşitlilik ve alternatif olursa yaşama bir yerden devam edebilirim. Yani çeşitlilik benim hayatımın bir şiarı, neden? Çünkü, tabiat benim mürşidim.
Siz mürşidinizle yani örnek aldığınız sistem yada kişi ile kendinizi ne kadar doğru kıyaslıyorsanız bir süre sonra o sistem sizi o kadar hızlı dönüştürür. Biz neyi mürşit alıyorsak ona dönüşürüz. O nedenle seçtiğimiz yol arkadaşı, gözümüzü diktiğimiz yer önemli. Ben nereye gidiyorum? Bu yaşadığım hayat nereye gidiyor? Bu hayatın her anından sorumluyuz. Herkesin kendi hayatının sorumluluğunu alıp, gözünü bir yere dikmesi zihni programlamanın en etkili yoludur.
Birilerini bir yere götürecekseniz önce siz, en azından, gözünüzü oraya dikmeli oranın gereksinimlerini kendinizde dönüştürmelisiniz. Kendine liderlik edemeyen dünyaya ve başkasına liderlik edemez.
Esas cesaret, kendinizle ilgili dönüşüme kalkışmaktır. Bizim kültürümüzde buna, büyük savaş, cihadı ekber denir.
İnsanın kendinden başka projesi yok zaten. Bir şey sizi kendinizin daha iyi, daha üstün bir versiyonu haline getirmeye yardımcı olmuyorsa o şeyi hayatınızdan çıkarın.
Yarış mürşit yani yol gösterici olma yarışıdır. Mürşidin benden üstün bir tarafı varsa kuralına uygun yaşamasıdır. Onu ben de becerebilirim.
Özeti yayına hazırlayan: Yiğit Kurtoğlu
Program Linki: https://www.youtube.com/watch?v=jBRD2o0T300